Ergin Akman: İlerlemenin sırrı, başlamaktır

İlham Verenler sohbetlerine devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz BRITA Genel Müdürü Ergin Akman.

İsterseniz önce bir teşekkür ile başlayalım. Hayatınızda birine teşekkür edecek olsanız bu kim olurdu ve neden?

Bugüne gelmemi sağlayan, bana destek vermiş, inanmış, örnek olmuş o kadar çok kişi var ki tek bir kişiyi seçmek, hak verirsiniz ki, mümkün olmayacaktır.

Ben gene de beni dünyaya getiren, kısıtlı kaynaklarına rağmen eğitimimi ve kararlarımı hep destekleyen, hepsinden önemlisi de bana iyi insan olmayı, yaşayarak öğreten annem ile babama ve otuz yılı aşkındır bana hayatın her alanında inanılmaz bir yol arkadaşlığı yapan eşime özel teşekkür etmek isterim.

Sizi tanıyabilir miyiz, yaşamınızdaki kilometre taşlarından bahseder misiniz?

1970 yılında İstanbul’da doğdum. Kadıköy Anadolu Lisesi ve İ.T.Ü. Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra aynı bölümde yüksek lisans eğitimime ve onunla eş zamanlı olarak profesyonel iş hayatına başladım.  İlk 15 yılda aralarında Koç Holding, Philips, Frito Lay-Pepsi Co, Nike gibi bana çok şey öğreten, kariyerimi şekillendirecek büyük yapılarda, ağırlıklı olarak, Ürün Müdürlüğü, Marka Müdürlüğü, Pazarlama Direktörlüğü gibi pazarlama ve ticari pazarlama fonksiyonlarının ön planda olduğu roller aldım. 

Sonraki 8 yılımı Wella – Procter & Gamble bünyesinde pazarlama, iş geliştirme ve satış operasyon bölümlerinden sorumlu direktör olarak geçirdikten sonra, bir başka global dev olan Nestle’ye geçiş yaptım. Türkiye’de geçen 4 senemden sonra, Nestle Waters Avrupa Bölgesi’nin satış-pazarlama ve kurumsal iletişim fonksiyonlarından sorumlu Başkan Yardımcılığı görevini üstlenerek yaklaşık 4 yıl Almanya’da yaşadım.

Ülkeye döndükten sonra da yollarım şu anda hala çalışmakta olduğum BRITA ile kesişti, 5 yıldır da BRITA ‘da genel müdürlük görevini büyük bir keyifle sürdürüyorum.

Ayrıca, profesyonel hayatıma paralel olarak,  20 yıla yaklaşan bir süredir de, zamanım elverdiğince, bugün aralarında Özyeğin Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nin de bulunduğu farklı kurumlarda Karlı Büyüme Stratejileri, Stratejik Pazarlama, Fiyatlandırma Stratejileri, Dijital Dünyada Tüketici Trendleri gibi başlıklar üzerine dersler ve eğitimler vermeye çalışıyorum.

Günlük yaşamınızda rutinleriniz var mıdır, varsa paylaşır mısınız?

Bu soruyu geçen yıl sorsaydınız, yıllardan beri haftada 3-4 günden aşağı düşmemek üzere, koşu, yüzme, dayanıklılık, yoga gibi farklı spor dallarıyla uğraşıyorum derdim ama geçen yılın sonunda geçirdiğim bir omuz ameliyatı nedeniyle, sportif faaliyetlerimi hafifletmek ve değiştirmek zorunda kaldım.  Bugünlerde, eski yoğunluğunda olmasa da tekrar spora başlamak için sabırsızlanıyorum.

Rutini sevmeyen biri olarak, şu anda tek rutinim sanırım her akşam mutlaka kitap okumam. Orada da rutinden çıkmak için, okuduğum türleri ve yazarları sıkça değiştiriyorum.

Bilinmeyen bir yönünüz var mı?

Kitap yazmak bana sık sık önerilse de, müzik aleti çalma adına bir süre perküsyon dersleri almış olsam da sanırım bir yandan çalışırken, bir yandan eğitim ve akademik çalışmalarıma devam ederken, bu hobilerime anlamlı ve istediğim zamanı ayırmak şu aşamada çok gerçekçi değil.

Yine de vurmalı çalgıların özünde çok matematik olduğu ve beni çok rahatlattığı için, omuzum tam anlamıyla iyileştikten sonra, ucundan başladığım vurmalı çalgılar konusuna tekrar eğilmeyi planlıyorum.

Ekibinize alacağınız kişilerde nelere dikkat edersiniz?

İşin profesyonel boyutunda tabii ki, her rolün kendine has bir eğitim, deneyim, yetkinlik ihtiyacı oluyor ama pozisyondan bağımsız konuşursak; öğrenmeye açıklık hatta açlık, kendi kendini motive edebilme, şirketin kültürüne uyup ekip ruhunu zenginleştirecek olması ve içtenlik aradığım en önemli özellikler.

Sizce satış dahil hayatın her alanında kadın-erkek dengesinin sağlanması neleri değiştirebilir?

Ben kariyerimde, şanslı bir şekilde, çoğunlukla, kadın erkek dengesinin kadınlar lehine olduğu yapılarda çalıştım, bu tip ekiplere liderlik etme şansım oldu.  Hatta uç bir örneği paylaşmam gerekirse, Nestle Türkiye’de Pazarlama direktörlüğü yaptığım dönemde yaklaşık 70 kişilik ekibimde benden başka tek erkek vardı.  Dolayısıyla, kadınların sesinin daha gür duyulabildiği organizasyonların, ne kadar daha insan odaklı, ne kadar daha mutlu ve keyifli dolayısıyla da  daha verimli yapılar olduklarını bizzat deneyimledim.  Bugün de şirketimizin üst yönetimi benim dışımda kadın yöneticilerden oluşmaktadır ve aynı şeyleri BRITA’da da net şekilde gözlemliyorum.

Öğrencilere kariyer yolculuklarında neler tavsiye edersiniz?

Dünya o kadar hızlı değişiyor ve herkesin kişisel özellikleri, beklentileri o kadar bireysel ki genel tavsiyelerden daha çok, kişiye özel geri bildirim ve tavsiye vermenin daha anlamlı olduğuna inanıyorum. Buna karşın,  iletişim becerilerini geliştirmek, öğrenmeye açık olmak, farklı görüşlere ve bakış açılarına açık olmak, sorumluluktan kaçmamak hatta fazlasını talep etmek kariyer yolculuğunun her aşamasında önemli olan ve olmaya devam edecek unsurlar diye düşünüyorum.

Sevdiğiniz bir kitaptan beğendiğiniz bir paragrafı bizimle paylaşabilir misiniz?

Bir paragraf değil ama en sevdiğim yazarlardan biri belki de birincisi olan Haruki Murakami’nin kendi koşu deneyimlerini anlattığı kitabında Türkçe’ye ‘’Acı kaçınılmazdır ama acı çekmek tercihe bağlıdır’’ diye çevirebileceğimiz, kökeni çok eskilere dayansa da, kişinin kendine hatırlatması gereken bir sözdür diye düşünüyorum.

Kimi kaynaklarca, Mark Twain’e atfedilen ‘’The secret of getting ahead is getting started’’ yani ‘’İlerlemenin sırrı başlamaktır’’ da dönem dönem kullandığım bir sözdür.

Sık kullandığınız bir atasözü var mı? Yoksa size göre herhangi bir durumu en iyi anlatan atasözü hangisi?

İnsan yaş aldıkça, atasözleri ve deyimlerin ne kadar doğru olduğunu daha iyi anlıyor ama sanırım benim direkt bu şekilde kullanmasam da ana fikrine çok inandığım ve ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çok güzel ifade ettiği ‘’Zafer, ‘zafer benimdir’ diyebilenlerindir’’ sözü, siz soruyu sorduğunuzda,  ilk aklıma gelen söz oldu.

SALES NETWORK Topluluğu’nu başkalarına nasıl anlatırsınız?

Satış gibi çok zor ama bir o kadar da keyifli bir mesleği Türkiye gibi dinamik bir ülkede, bir çatı altında toplamaya çalışan; bu doğrultuda çok güzel projelere imza atan ve parçası olmaktan keyif alıp, gurur duyduğumuz bir yapı.