Serda Gökgör: Kolektif iyi olma halini önemserim; basit görünen bir konunun bile bütüne olan etkisi benim için önemlidir

İlham Verenler sohbetlerine devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz Safilo Ülke Müdürü Serda Gökgör

İsterseniz önce bir teşekkür ile başlayalım. Hayatınızda birine teşekkür edecek olsanız bu kim olurdu ve neden?

Hayatımda teşekkür edeceğim çok insan var... Tabi ki öncelikle annem ve babama ellerinden gelen en iyi şekilde beni hayata hazırlama gayretleri ve hala her halimde yanımda oldukları için, eşime hayat yolculuğumuzun her anının hakkını vererek sevgiyle, doya doya yaşayabilme niyetimiz için sonsuz teşekkür ediyorum.

Sizi tanıyabilir miyiz, yaşamınızdaki kilometre taşlarından bahseder misiniz?

Balıkesir’de doğdum, burada sosyal ilişkilerin güzelliğini yaşayarak köklendim, büyüdüm. Hayatımızda hep doğa vardı, dedemin harika bir bahçesi, civardaki ormanlar, körfezdeki deniz, Kaz Dağları hep iç içeydik. Hala her gittiğimde bana çok iyi gelir.  

İstanbul’da kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğrendim. Balıkesir’den sonra gelip kendi ailemi, evimi kurduğum güzelliğine, çeşitliliğine, tarihine ve sanatına hayran olduğum şehir. İmkanlarının çokluğu seçimlerimi yaparken beni hala büyüler ve daha planlı olmamı sağlar.

Boğaziçi ailesinin parçası olduğum için kendimi hep çok şanslı hissettim, İstanbul’a gelme sebebim. Evlilik ve anne olmak bana versiyon atlattı diyebilirim.

İş hayatımdaki dönüm noktamsa 2020 yılında tam kriz ortamında şirkette ülke sorumluluğunu almak oldu. Hem yeni bir rol hem de duygusal, toplumsal ve ekonomik olarak çok zorlu bir ortam. Çocuklarımın evde olup annelik rolümün de sürekli aktif olduğu bir ortamda hepsini birlikte yürütmek kolay değildi. Şimdi geriye dönüp baktığımda birçok kasımı aynı anda zorunlu olarak geliştirmemi sağlayan yoğunlaştırılmış bir süreç yaşadığımı görüyorum.  

Sizce sizi diğer herkesten farklılaştıran özellikleriniz neler?

Kolektif iyi olma halini önemserim; basit görünen bir konunun bile bütüne olan etkisi benim için önemlidir. Her davranışımız farkında olalım olmayalım kelebek etkisi yaratıyor.

Hayatta değişen zamana ve ihtiyaçlara göre kendimi yenilemeyi, geliştirmeyi ve ilerlemeyi severim. Bir süre hayatıma yeni bilgi, deneyim katmazsam rahatsız hissederim.

Bilinmeyen bir yönünüz var mı?

Çok çeşitli eğitimler aldım ve almaya devam ediyorum. Meraklı olduğum konuları en iyi şekilde öğrenmek benim için bir tutku. O dönemde neye ilgim varsa ki bu çok farklı konularda olabiliyor, o alandaki en iyi eğitimlerden birini alıp hayatıma da oradan öğrendiğim şeyleri entegre etmeyi amaçlarım.

Kendimi ve insanı tanımaya merakım sebebiyle Covid zamanı 2 yıllık Gestalt Bireysel Gelişim Programı’nı tamamladım. Bu sene de NLP eğitimi aldım. Ayrı ayrı derin eğitimlerdi.

Yıllar önce İstanbul Moda Akademisi’nde Moda Yönetimi eğitimi almıştım ve şimdi moda markaları işimin parçası.

Sürdürülebilirlik konusu kişisel olarak merakım. Ne mutlu bana ki Safilo da sürdürülebilirlik konusunu önemseyen ve bu konuda ciddi aksiyonları ve ajandası olan bir şirket. Biz ailecek evimizde de önem veriyoruz, tüketime dikkat ederiz, organik atığımızı bile dönüştürürüz. Bu ilgimle İstanbul Teknik Üniversitesi’nin Sürdürülebilirlik Yöneticiliği Sertifika Programı’na katılıp Uzmanlık Sertifikası aldım.

Ayrıca gönüllü olarak da Sayra&Çınar Vakfı gönüllüsüyüm. Kurucusu can bir arkadaşım, çocukların aydınlık yarınları niyetiyle çıktığı bu pırıl pırıl yolda onun yanındayım.

Ekibinize alacağınız kişilerde nelere dikkat edersiniz?

Önce karakteri ve vizyonu şirkete, ekibe uymalı, öğrenmeye hevesli olmalı. Kişisel yetenek ve ilginin pozisyona uyumu önemlidir, sonrasında tecrübe gelir.

Ekibinizi motive etmek için hangi araçlardan yararlanırsınız?

Herkesin farklılıklarını anlayarak başlarım. Her kişinin anahtarı farklı, ben o anahtarları tanıyıp kullanmayı hedeflerim.

Sizce satış dahil hayatın her alanında kadın-erkek dengesinin sağlanması neleri değiştirebilir?

Soruyu geriye alarak cevaplamak istiyorum. İş hayatı veya sosyal hayatta kadın&erkek diye konuştuğumuz konu aslında insan mevzusu. Çocuk büyütürken halihazırda birçok deneyim yaşıyor ve koşullanmalar ortaya çıkıyor. Bunun üzerine bir de cinsiyetlere dair kodlamaları eklediğimizde kadın&erkek dengesi yani yaşamın dengesi şaşıyor. Böyle bir durumda da özde insan olmanın kıymetinden uzaklaşmış oluyoruz. Daha küçüklükten itibaren kızı, erkeği haklar anlamında birbirine eş görmek gerek. Aksi varoluşa haksızlık etmek olur.

Soruya dönersek, soru aslında biz doğru nefes alırsak vücudumuz nasıl işler gibi bir soru. Evet denge olduğunda birçok araştırma verimliliğin, ticari sonuçların çok daha iyi olacağını göstermesiyle birlikte insan odaklı gerçek bir denge halinde kişisel hayat tatmininin ve topluma faydasının araştırmalardan, hayallerimizden bile çok daha iyi olacağını düşünüyorum.

Öğrencilere kariyer yolculuklarında neler tavsiye edersiniz?

Kendilerini tanımalarını. Yapboz örneğini seviyorum. Hepimizin kocaman bir yapbozun parçaları olduğumuzu düşünürsek doğru yerde durduğumuzda hem kişisel olarak tatmin oluyoruz hem etrafımızı olumlu etkiliyoruz. Hayattaki doğru yerlerini bulabilmek için kendi iç seslerini dinlemelerini ve bol denemeler yapmalarını öneririm.  

Sevdiğiniz bir kitaptan beğendiğiniz bir paragrafı bizimle paylaşabilir misiniz?

Gestalt eğitimini aldığım hocam Prof. Dr. Hanna Nita Scherler’in Ateş Ataseven’le birlikte hazırladıkları “ Gestalt ile Yönetimde Akışkanlık” iş dünyasının önemli başlıklarını bu bakış açısıyla ele alıyor.

“Karşındakinden her ne görmek istiyorsan, aynısını önce sen ona sunmalısın. Bunun gerçekleşmesi için insanın kendini tanıması, algı-anlamlandırma ve davranma gibi süreçlerine ilişkin farkındalık kazanması gerekir. Farkındalık, insanın kendisiyle ilişkisinde kazabileceği bir değer olmakla birlikte, diğeri ile ilişkinin de buna aracı olması gerekir. Başka bir deyişle, kişinin kendisine giden yol başkasından geçer. Kurumsal hayat, gündelik yaşamda insanın kendisine doğru yolculuğundaki belirgin araçlardan biridir. Esas olan insanın özüne yolculuğu, barındırdığı “parçalarla” teması aracılığıyla bütünleşmesidir. Kurumlarda çalışanlar, birbirleri için barındırdıkları “parça”ların temsilcileri olurlar. İnsan diğerleri ile temas ederek kendisiyle temas etme fırsatı yakalar.”

Sık kullandığınız bir atasözü var mı? Yoksa size göre herhangi bir durumu en iyi anlatan atasözü hangisi?

Ofisimde Atatürk’ün resmiyle birlikte kılavuz aldığım bir sözü yazar “Hayal ettim, hayalimin önündeki manileri tespit ettim. Manileri kaldırdığımda hayalim kendiliğinden gerçekleşti.”

SALES NETWORK Topluluğu’nu başkalarına nasıl anlatırsınız?

Vizyonunu ve Birlik niyetini takdir ettiğim kıymetli Ergün Güler’le ilk tanıştığımda “hayat amacımı yaşıyorum” demişti. Bu şekilde kurulan Sales Network birçok değerli lideri ve alanında güçlü isimleri içinde barındıran bizim de dahil olduğumuz tüm paydaşlarıyla birlikte akıl ve kalbiyle iş dünyasını daha güçlü bir hale getirmek için birlikte yaratılan bir ekosistem. Bu ekosistem ihtiyaçlara ve zamana uygun zirve organizasyonları, amaç bazlı çalışma grupları, keyifli buluşma ortamları gibi farklı farklı araçlar ortaya çıkartarak tüm paydaşlarını geliştirip kendi de gelişerek büyümeye devam ediyor.