Menüye Dön
İlham Verenler sohbetlerine devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz Netaş Finans Sektöründen Sorumlu Satış Direktörü Tansu Tüyel.
Sizi tanıyabilir miyiz, yaşamınızdaki kilometre taşlarından bahseder misiniz?
28 Temmuz 1976, Ankara doğumluyum. Lisans eğitimimi Osmangazi Üniversitesi’nde Ekonomi bölümünde tamamladım. Bir yandan da iş hayatına atıldım ve genç yaşta aktif saha satışına sigortacılık sektöründe başladım ve sonra bir daha satışı hiç bırakamadım. Çeşitli sektörlerde satış deneyimlerinin ardından 2004 yılında bilişim sektöründe faaliyet gösteren Probil firması ile yollarımız kesişti. 2008’de ise satış yöneticiliği kariyerine adım attım. 2011 yılında ise Türkiye’nin önemli sistem entegratörü markalarından biri olan Netaş ile birleştik ve hem ülkede hem de bölgede önemli bir güç haline gelen büyük bir organizasyonun içinde satış yöneticiliği görevini üstlendim.
Netaş’ta çeşitli farklı departmanların da yöneticilik görevlerini üstlendikten sonra hiç vazgeçemediğim ve tutkum olan satışa dönüş yaptım ve Finans Sektöründen Sorumlu Satış Direktörü olarak görevime devam etmekteyim.
Ancak sahayı bırakan ve masada çalışan bir yönetici hiç olmadım. Hep sahada müşteride olmaktan keyif aldım.
Sizce sizi diğer herkesten farklılaştıran özellikleriniz neler?
Benim için eğlence hayatın olmazsa olmazıdır. Özel hayatımda da eğlenceli bir kişilik olarak bilinirim. Hem eğlenirim hem eğlendiririm. Çocuksu yönümü hiç kaybetmediğimi düşünüyorum. Bunu iş hayatında da uygulayan nadir yöneticilerden olduğumu düşünüyorum. “İşte bir yandan önemli, stresli, zorlu işleri yaparken bir yandan da eğlenebiliyorsanız o zaman ekip başarısını yakalıyorsunuzdur” diye düşünenlerdenim.
Bilinmeyen bir yönünüz var mı?
Çok kişi bilmez ama iyi bir briç oyuncusuyumdur. Diğer taraftan siyah kuşak sahibi Aikido sporcusu olduğum da yakın çevrem dışında çok bilinen bir özelliğim değildir.
Satış dünyasında olmak sizin için bilinçli bir tercih miydi?
Aslında değildi. Gençlik yıllarımda karşıma çıkan bir fırsatı değerlendirdiğimde tanıştığım bir alandı satış; ancak sonrasında ondan hiç kopmamak ve tutkunu olmak tamamen bilinçli bir tercih.
Ekibinize alacağınız kişilerde nelere dikkat edersiniz?
Doğal olarak çok uzun yıllardır çok sayıda mülakat yapma fırsatım oldu. Görüşmelerde en dikkat ettiğim şey, adayın istekliliği ve nereye ne için geldiğini önceden araştırmış ve üstüne düşünmüş olması.
Adayın kişisel ve karakteristik özelliklerine de dikkat ederim. Bunu yapmamdaki amaç ise, her ne kadar satış bireysel bir konu gibi görünse de bizim gibi organizasyonlar için bu bir takım oyunudur ve kişinin takım oyununa yatkın olması, gireceği takımla uyumlu çalışabilecek olması da önemli bir değerlendirme kriteridir.
Ekibinizi motive etmek için hangi araçlardan yararlanırsınız?
Ben öncelikli motivasyon kaynağının kişinin kendisi olduğuna inanırım. Kendim için de bunu hep böyle görmüşümdür. Kendi kendini motive edemeyen ve motivasyon için dışa bağımlı olan kişiler hep zorlanmıştır. Yeni nesilde bu motivasyon için onaylanma ihtiyacını daha sık görüyoruz maalesef. Tabi ki kendi kendini motive etmek tek başına yeterli bir araç değil. Takım ruhunun sağlanması, yapılan işin zül olmaktan çıkıp severek yapılır hale getirilmesi, işe eğlence katılması, rutinlerden çıkıp dinamik işler yapılması da motivasyon için önemli araçlardır.
Sizce satışta kadın-erkek dengesinin sağlanması neleri değiştirebilir? Bu konuda paylaşabileceğiniz araştırmalar var mı? Varsa biraz bahseder misiniz?
Ben yapılacak işe bakarım yapana değil. Benim için bu erkek işidir bu kadın işidir diye bir tanımlama hiç olmamıştır. Ekibimle ilgili seçimleri ya da görev atamalarını yaparken bu bakış açısı ile ayrım gözetmeksizin yaparım. Tabi ki hayatın her alanında olduğu gibi burada da denge olması önemli ve iyi bir durumdur.
Pandemi öncesi ve sonrasını ele alırsak bu sürecin sonunda hayatınızda, bakış açınızda neler değişti?
Pandeminin hayatımıza hızla kattığı ya da hızlandırdığı konu elbette ki dijitalleşme oldu. Bundan 1,5 yıl önce satışta dijitalleşme için çok zor derdim. Her şey dijitalleşir ama satış için uzak bir hedef derdim. Ancak günümüzde mecburiyetten kaynaklı öyle hızlı bir dönüşüm oldu ki bence diğer tüm birimlerden çok daha hızlı ve güçlü bir dijital dönüşüm yaşamış durumda satış birimleri. Ticari kaygılar bir yandan, hedef baskısı bir yandan, ekmeğin aslanın ağzında olması ve sen yapmazsan başkasının yapacak olduğunu bilmek gibi ilkel güdülerle modern satıcılara dönüştük hepimiz.
SALES NETWORK Topluluğu için neler söyleyebilirsiniz? Bugünü nasıl görüyorsunuz, gelecek için neler öneriyorsunuz?
SALES NETWORK, tüm sektörlerdeki satış fonksiyonları açısından ciddi bir eksikliği doldurmaktadır. Bu oluşumun büyüme hızı ile katılımcıların ve yapılan işlerin kalitesi ne kadar doğru bir yolda olunduğunun da kanıtıdır diye düşünüyorum.
