12.09.2024

Efe Başaran: Bu kadar değerli profesyoneli bir araya getirmenin bile kendi başına büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum

İlham Verenler sohbetlerine devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz DHL Express Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Efe Başaran.

İsterseniz önce bir teşekkür ile başlayalım. Hayatınızda birine teşekkür edecek olsanız bu kim olurdu ve neden?

Teşekkür söz konusu olunca sanıyorum ki, ailenin yerini kolay kolay hiçbirşey alamaz. Hayatım boyunca tüm siyah beyaz karelerimde benimle olan ve koşulsuz destekleyen sevgi dolu aileme ve eşime ne kadar teşekkür etsem az. En büyük teşekkür de, her geçen gün bazen mutlulukla bazen şaşkınlıkla daha çok benzediğimi gördüğüm, bugün beni ben yapan değerleri bana kazandıran, hayata ve insanlığa olan inancımı taze tutan ve bana yılmazlıkla mücadele ve hayal etmeyi öğreten babama gider.

Sizi tanıyabilir miyiz, yaşamınızdaki kilometre taşlarından bahseder misiniz?

1985 İstanbul doğumluyum. Eşim, 12 yaşında kızımız ve 3 yaşındaki kedimiz ile birlikte yaşıyoruz. Genel olarak yüksek enerjili, güleryüzüm ve kahkahalarımla tanınan, eğlenceli ve çocuksu, gelişim odaklı okumayı seven, bazen fazla sorgulayıcı, hep daha iyiyi ve güzeli arayan, bunun üzerine çalışan ve bazen bunun yüzünden etrafına yorucu olabilen, kolay ve hızlıca gözyaşı dökebilen biriyim.

Kilometre taşlarına gelirsem eğer ilki sanıyorum 13 yaşında kürek sporuna başlamam olur. O günden 20’li yaşlarımın başına kadar hayatımı uzun yıllar spor üzerine inşa ettim. Bu süreçte okul ile ilgim oldukça düşük seviyedeydi ve daha çok sosyal etkinlikler ile ilgileniyordum. Okul basketbol takımı, satranç takımı ve tiyatro kulübünün bir parçasıydım. Üniversiteyi Amerika'da okuma planım çerçevesinde Boston Üniversitesinden kürek sporundaki başarılarımdan ötürü burs aldım ancak 2021 krizinin ekonomik etkileri ile bu planı hayata geçiremedim ve hayal kırıklığı içinde sınava bir yıl kala ülkemizdeki sınavlara hazırlanmak durumunda kaldım. Çok ta bilinçli olmayarak, daha ziyade tavsiyeler üzerine, yenilenebilir enerji geleceğin trendi diyerek, Yıldız Teknik Elektrik Mühendisliği bölümünü tercih ettim. Üniversite eğitimimin ilk yıllarında ilk iş tecrübelerim diyebileceğim  güvenlik görevlisi, maskot, havaalanı karşılama personeli, bilet kontrolcüsü vb. sayısız değişik dönemsel işlerde çalıştım.

Ardından Kanada’da Elektrik Mühendisliği üzerine master programını tamamladım. Kanada’da geçen 2 yılım o döneme kadar en çok öğrendiğim, tecrübe ettiğim, kendimi tanıdığım bir dönem oldu.İlk yılımın sonunda bir akşam profesörümle birlikte gittiğimiz pub’da sohbet ederken, onun da tavsiyesi üzerine  mühendislik’te devam etmemeye ve satış&pazarlama alanında kariyerimi şekillendirmeye karar verdim.  25 yaşındaydım ve o ana kadar spor hayatım dışında bilinçli hiçbir tercihte bulunmadığımı anladığım bir an olmuştu bu.

Türkiye'ye döndükten sonra, tavsiyelerini almak adına o dönem LG Türkiye Genel Müdürlüğünü yapan çok sevgili Ahmet Sakızlı abim’i ziyarete gittim. Onunla yaptığımız keyifli sohbet kariyerden ne istediğimi anlamama sebep oldu. O gün itibari ile lider olmaya, her geçen gün daha fazla insanın hayatına daha çok etki ve fayda sağlamaya karar verdim. 

İlk işimde Entes Elektronik bünyesinde, ihracat satış müdürü olarak, her yılın 3-4 ayı seyahat ederek, dünyanın dört bir yanında bayi ağları kurarak, değişik kültürlerle iletişim kurmayı ve yapılar yaratmayı deneyimledim. Burada çalışırken Bilgi Üniversitesinde MBA programını bitirdim. Ardından dünyanın en inovatif ve etik şirketlerinden 3M bünyesinde liderlik serüvenim başladı ve şimdi de, dünyanın en uluslararası şirketlerinin başında gelen DHL Express’te Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı olarak ekiplerimiz ve müşterilerimiz için çalışmaya devam ediyorum.

Günlük yaşamınızda rutinleriniz var mıdır, varsa paylaşır mısınız?

Hafta içi günlere ailecek 6:15’te evden çıkacak şekilde erken başlıyoruz. Sabah kahvesi ve  yumurtalı kahvaltı  ile güne enerjik başlıyorum. Sabahları işte erken olmak hem düşünmek hem de planlamak için en verimli zamanım oluyor diyebilirim. Spor her daim hem fiziksel hem düşünsel açıdan her günümün bir parçası, haftada 4-5 gün kardiyo ağırlıklı yürüyüş/koşu/bisiklet yapıyorum. Fenerbahçe önemli bir rutinim olmakla beraber birçok sporu yakından takip ediyorum. 

Bilinmeyen bir yönünüz var mı?

Gençliğimin çok uzun bir dönemi profesyonel olarak spor yaparak geçti ve hayalim de hayatımı böyle sürdürmekti ancak belimdeki sakatlık nedeniyle sporu bırakmak zorunda kaldım. Bu süre zarfında hem Galatasaray hem de Milli Takım’da kaptanlık yapma şansını yakaladım ve birçok yerel ve uluslararası başarının yanında 3 tane Türkiye Rekoru dereceye imza attım. 

Ekibinize alacağınız kişilerde nelere dikkat edersiniz?

Elbette rolün gerekliliklerine göre bazı aradığım yetkinlikler değişmekle beraber, bir ekip üyesinde aradığım ve görüşmelerde özel olarak anlamaya çalıştığım iki temel nokta oluyor. İlki hakiki, sahici olmayı ifade eden “authentic” olmak, diğeri ise kırılgan olabilme halini ifade eden “vulnerability”. Bir diğer dikkat ettiğim konu ise, içine gireceği ekibin dinamiğine yaratacağı olası etkiler ve o grup dinamiğinin ihtiyacı olan özelliklerin o kişilerde olup olmadığı oluyor. 

Sizce satış dahil hayatın her alanında kadın-erkek dengesinin sağlanması neleri değiştirebilir?

Hayatın her alanında dengenin çok önemli bir unsur olduğunu düşünüyorum. Bu fiziksel, düşünsel, duygusal her anlamda geçerli ve bu kavramlardaki çeşitliliğe katkısı yadsınamaz. 

Öncelikli olarak en büyük gözlemim, içinde bulunduğu ekibe kattığı enerji, empati yeteneği ve yaratıcılık ile takımının başarısına önemli pozitif etkide bulunuyor.  Benzer şekilde müşteri karşısında da müşterinin ihtiyaçlarını açığa çıkarma ve sorun çözme noktasında sonuca etkisini de çok olumlu görüyorum.

Öğrencilere kariyer yolculuklarında neler tavsiye edersiniz?

Hayatın akış hızı her geçen yıl hızlanıyor gibi hissediyorum ve öğrencilerin hem beklentilerinin hem de kendi üzerlerinde yarattıkları baskının arttığını görüyorum. Bundan ötürü de sürekli bir planlama ile daha öğrenci iken kariyer stresi yaşayabiliyorlar. Bu noktada gençlere önerilerim daha çok hayatı ve kendilerini tanıma üzerine olabilir. Bunun için de merak etmek, birçok şey denemek ve öğrenmek gerekiyor. Gerek bir sivil toplum örgütünde çalışmak, gerek bol bol gezmek, yeni bir dil öğrenmek, gerekse değişik işlerde stajlar ya da dönemsel çalışmalar olsun, kendilerin bir yol çizmeden (ki bu yol değiştirilemez anlamına elbette gelmiyor), kendi değerlerini ve hayat farkındalıklarını ne kadar geliştirirlerse, kariyer yolculuğunda onları besleyecek ve mutlu edecek adımları atmaları çok daha mümkün oluyor kanısındayım.

Sevdiğiniz bir kitaptan beğendiğiniz bir paragrafı bizimle paylaşabilir misiniz?

Okumaktan keyif aldığım ve paylaşmak isteyeceğim birçok kitap olabilir ancak sanıyorum gençliğimden beri defalarca okuduğum ve her okuduğumda bana yeni şeyler öğreten ve farkındalığımı arttıran bir kitap var diyebilirim, Martı - Jonathan Livingston. 

Richard Bach’ın bu fabl’ı, Martı Jonathan’un şahsında özgürlük ve esaret kavramlarını varoluşsal bir bakış açısıyla değerlendirir. “Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir”, “Bir kuşu özgür olduğuna ikna edebilmek niye dünyanın en zor işi?” gibi içinde birçok beni etkileyen sözü olmakla beraber, Jonathan’ın kumsalda öğrencilerini eğitirken, özgürlük ve sınırlar üzerine yaptığı paylaşımı da hayat ile çok ilintili bulurum. 

"Gerçekte her birimiz, Yüce Martı düşüncesinin, sınırsız özgürlüğün ta kendisiyiz. Uçuş yetkinliği, özümüzü dile getirmeye doğru bir adımdır. Bizi sınırlayan her şeye karşı çıkmalıyız. Yüksek hız denemeleri, yavaş uçuşlar, hava akrobasisi, bunların tümünün amacı sınırları yıkmaktadır." 

Sık kullandığınız bir atasözü var mı? Yoksa size göre herhangi bir durumu en iyi anlatan atasözü hangisi?

Sıklıkla atasözü kullanan biri değilim ancak en kuvvetli değerlerimden biri olan “authentic” yani hakiki,sahici olmayı ifade ettiğini düşündüğüm, Mevlana’nın “ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol” sözünün hayatın her alanında önemli yer kapladığına inanıyorum.

SALES NETWORK Topluluğu’nu başkalarına nasıl anlatırsınız?

Sales Network’e dahil olalı 3 yıl oldu. Bu sürede birçok etkinliğe katılma, normalde sıklıkla bir araya gelmekte zorlandığımız arkadaşlarımla görüşme ve birçok değerli meslektaşımla tanışma şansı elde ettim. Sales Network benim için; başladığı günden bugüne, sürekli kendini geliştiren, çok kuvvetli toplumsal değerler üzerine çalışan, kapsamını ve etki alanını durmadan genişleten, organik olarak büyüyen bir topluluktur.

Hem birey hem kurum olarak, paylaşma ve öğrenme fırsatı bulduğumuz bu özel platform için son olarak Sales Network’e teşekkür ederim. Bu kadar değerli profesyoneli bir araya getirmenin bile kendi başına büyük bir başarı olduğunu düşünüyorum.

Diğer Röportajlar

Röportaj

25.12.2024

Erkin Uzun: Hayatta en güzel şeylerden biri, bir konuda derinlemesine bilgi sahibi olmak ve uzmanlaşmak

Bu, size “temeli olan” bir özgüven kazandırıyor. Uzmanlaşmanın aynı zamanda özgürlük sunduğunu düşünüyorum, çünkü gerçekten iyi olduğunuz bir alanda, seçenekleriniz artıyor ve bağımsız hareket edebiliyorsunuz.

Röportaj

18.12.2024

Anıl Altınküplü: Yeni işlere imza atma tutkusu ve birlikte değer üretmek benim motivasyonumun merkezinde yer alıyor

Benim motivasyonum, yeni projelere birlikte imza atmak ve anlamlı değerler üretmektir. Ekibime dahil edeceğim kişilerin de bu tutkuyu ve motivasyonu paylaşabiliyor olmaları benim için büyük önem taşıyor.

Röportaj

10.12.2024

Çağıl Baloş: Ben bugün öğrenci olsam, Çince öğrenmeye başlardım

İletişim becerilerini artıracak faaliyetlerde bulunmalarını ve kendi networklerini yaratmalarını şiddetle tavsiye ederim. Bunun yanında kişisel markalarına da çalışmaları diğer bir önerim olacak. Tüm bunların yanında ben bugün öğrenci olsam Çince öğrenmeye başlardım.

Topluluğumuza Katılın!

Daha iyi bir dünyayı birlikte tasarlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

People Icon

Saygın ve Güçlü
Üyeler

Content Icon

İlham Veren
İçerikler

Communication Icon

Çok Yönlü
Etkileşim

Hemen Katıl