29.05.2021

Timuçin Gültekin: Satışın dinamizmi bana bambaşka bakış açıları ve deneyimler kattı

İlham Verenler röportajlarına devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz Danone Specialized Nutrition Satış Direktörü Timuçin Gültekin.

İsterseniz önce bir teşekkür ile başlayalım. Hayatınızda birine teşekkür edecek olsanız bu kim olurdu ve neden?

Tek bir kişiye teşekkür edemezdim. Hayat denen bu yolda, varlıklarına her gün şükrettiğim, beni ben yapan herkese teşekkür etmeyi isterim ama bu kadar yerimiz yoktur sanırım.

Sizi tanıyabilir miyiz, yaşamınızdaki kilometre taşlarından bahseder misiniz?

1991 yılından beri iş hayatının içerisindeyim. Hayatımda ortalama her 5 yılda bir önemli kilometre taşları var. En sonuncusu ve muhtemelen de en unutulmayacak olanı, yaklaşık 30 yıl sonra finans alanından satış alanına geçmiş olmam diyebilirim.

Gaziantep doğumluyum, oğlum Cem’in doğum tarihi 23.01 benim için en önemli kilometre taşlarından biri.  2000 yılında çeşitli finans rollerinde çalıştıktan sonra eşimle birlikte yeniden öğrenciliğe geri döndük. Oğlum kreşe giderken, eşim ve ben Amerika’da Maryland’da MBA programını tamamladık. 40’lı yaşlarımda Enduro motosiklet sevdasını yaşadım, Türkiye’ye döndükten sonra 3 yıl süren bu sevda sonrasında motosikletime veda ederek, 4 tekerli hayatıma geri döndüm. Oğlum Kuzey Caroline’e eğitim için gittikten sonra 3 kişilik hayatımıza kedimiz “Latte” ile devam ettik. Şimdilerde hayatımızda bir Border Collie cinsi köpeğimiz “Eddie” var. 

Satış direktörü olduktan sonra Danone global düzeyde hem e-ticaret alanında hem de satış teknolojileri alanında “Mağaza içi mükemmellik” projemizle global satış ödülünü kazandık. Saydıklarım, ekibimle birlikte kazandığımız ödüllerden hiç unutamayacaklarımdan sadece birkaçı… 

Sizce sizi diğer herkesten farklılaştıran özellikleriniz neler?

Beni ben yapan en belirgin özelliğim tutkum ve aşkla, tüm kalbimle yaptığım işe elimden gelenin fazlasını koymam diyebilirim. Ve ne olursa olsun, tek başına değil takım olarak elde edilen başarılara inanıyorum.

İş hayatında “birleştiren lider” olmak, sanal ekiplerin başarısında, takımın birlikteliğinde ön plana çıkıyor. Ben de ekibimdeki tüm arkadaşlarımla bireysel olarak bağ kurup, her birini yakından tanımayı önemsiyorum. Zihinsel ve beden sağlıklarını takip ederek, ekibini bir arada tutan, ortak başarıya ulaşmalarını sağlarken bireysel katkılarını her zaman takdir eden, önemseyen lider olmaya büyük özen gösteriyorum.

Günlük yaşamınızda rutinleriniz var mıdır, varsa paylaşır mısınız? 

Günde en az 5 Türk kahvesi olmazsa olmazım. Eski günlerdeki gibi takımımla yan yana, göz göze, Türk kahvelerimizi içip sohbet etmeyi, işlerimizi konuşmayı özlediğimi söylemeden geçemeyeceğim. 

Bilinmeyen bir yönünüz var mı? 

Bir dönem Enduro motosiklet sürüyordum ve çok keyif alıyordum. 

Satış dünyasında olmak sizin için bilinçli bir tercih miydi? 

Kesinlikle evet. 27 yılın getirdiği finans tecrübesi ile yaptığım uzun hesaplamalar sonucu verdiğim bir karar.

Ekibinize alacağınız kişilerde nelere dikkat edersiniz? 

Değişime uyum sağlamaktan ziyade içinde bulunduğumuz pazarın dinamiklerini belirler konumdayız. Bunu başarmanın ve sürdürmenin tek yolu var, o da ekip ruhu. Bu yüzden, yeni başlayacak bir arkadaşımın yetkinliklerinin o işe uyumlu olması dışında, pozitif yaklaşımı benimsemiş, değişime ve öğrenmeye açık, her adımda ben değil, biz diye düşünme eğiliminde olan biri olması benim için kritik. 

Ekibinizi motive etmek için hangi araçlardan yararlanırsınız?

Genel açıdan bakarsak, tüm kalbimle takdir etmek ve hep birlikte başardıklarımızı layığıyla kutlamak, benim en tercih ettiğim yöntem diyebilirim. 

Detaya inersek takdirin altını dolduran kullandığım birçok farklı araç var tabii… Bu yeri geliyor tuttuğu takımın formasını hediye etmek oluyor, yeri geliyor kendi el yazımla yazdığım bir teşekkür notu olabiliyor. Özetle, elimden geldiğince ekibimi yakından tanıyıp, her birinin kişisel özelliklerini gözeterek katkıları için teşekkür etmeye özen gösteriyorum.

Kuşak farklılıklarını nasıl yönetiyorsunuz? 

Şu ana kadar bir sorun yaşamadım, ekipte farklı yaş gruplarından arkadaşlarım var. Onlar bana soruyor, ben onlara soruyorum. Birbirimizi anlıyoruz ve gelişme de böyle oluyor bana sorarsanız.

Herkesi olduğu gibi kabul edip, takım olmaya odaklandığınızda yaş, cinsiyet, görüş ayrılıkları gibi durumların hiçbirinin bir etkisi kalmıyor diye düşünüyor ve tecrübe ediyorum. 

Tabii kullandıkları bazı kelimeler bazen ilgimi çekiyor, üzerine eğlenceli sohbetlerimiz oluyor, daha ne olsun?

Sizce satışta kadın-erkek dengesinin sağlanması neleri değiştirebilir? Bu konuda paylaşabileceğiniz araştırmalar var mı? Varsa biraz bahseder misiniz?

Kadınların işgücüne katılımlarının kritik derecede önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu anlayışımız doğrultusunda hem yönetim ekibinde hem de diğer ekiplerde kadın-erkek oranının dengeli olmasına özen gösteriyoruz. Şirketimizin %51’i kadın çalışanlarımızdan oluşuyor ve ben bu anlamda şanslı bir yerde çalıştığımı hissediyorum. 

Satış dahil her fonksiyonda konuya kadın-erkek olarak değil; katkı, yetkinlik ve ekip ruhuna uyum açısından bakıyoruz. Tüm çalışanlarımızın cinsiyetinden bağımsız takıma sağladığı faydalar var, bence önemli olan bu.

Bununla birlikte kadınların olduğu yerde düzen, disiplin ve yaratıcılık çok daha yüksek seviyede oluyor diyebilirim. 

Gençlere satış mesleğini tavsiye eder misiniz, neden? 

Gençlere mümkünse neyi yapmayı seviyorlarsa, onu yapmalarını tavsiye ederim. 

Şaka bir yana uzun yıllar finans alanında çalışmış biri olarak, satışın dinamizmi, içinde yoğun olarak barındırdığı insan faktörü bana bambaşka bakış açıları ve deneyimler kattı. Farklı disiplinleri denemek bu açıdan çok önemli, en azından bunu mutlaka tavsiye ederim. 

Öğrencilere kariyer yolculuklarında neler tavsiye edersiniz? 

İlk günden son güne kadar yaptıkları işin altında imzaları olacağını unutmadan, bunu şevkle ve sahiplenerek yapmalarını öneririm. Yol üzerinde mucizeler de şanssızlıklar da olabilir. Hepsi hayatın ve kariyer yolculuğumuzun bir parçası ama içlerine sinen, yastığa başını rahat koyduracak işler yaptılar mı gerisi gelir. 

Pandemi öncesi ve sonrasını ele alırsak bu sürecin sonunda hayatınızda, bakış açınızda neler değişti? 

Hayat çerçevesinde düşündüğümüzde, herkes gibi dünyanın geleceği konusuna daha çok kafa yormaya başladım. Hepimizin sürdürülebilirlik anlamında elimizi gerçekten taşın altına koymamız gerektiğini derinden hissettim. Ailem, sevdiklerim, çalışma arkadaşlarım için endişelendiğim, sosyalleşmeye önem veren biri olarak zorlandığım zamanlar da oldu tabi ama her şeye alıştığımız gibi buna da alıştık, “yeni normal” dediğimiz düzene uyum sağladık. Eskiden de hep söylerdim ama şimdi daha da eminim ki her şeyin başı sağlık. 

İş çerçevesinde ise, herkes gibi bizim için de beklenmedik bir süreçti. Uzaktan yapılabilir mi diye tereddüt ettiğimiz birçok şeyi, güçlü takımımızla mümkün kıldık. Çok hızlı uyum sağladık, hatta yepyeni fırsatlar yakaladık. Tüm zorluklarına rağmen rekorlar yılı oldu bizim için… 

Sevdiğiniz bir kitaptan beğendiğiniz bir paragrafı bizimle paylaşabilir misiniz? 

“The conviction that we know others better than they know us—and that we may have insights about them they lack (but not vice versa) —leads us to talk when we would do well to listen and to be less patient than we ought to be when others express the conviction that they are the ones who are being misunderstood or judged unfairly.”

— Talking to Strangers: What We Should Know about the People We Don’t Know by Malcolm Gladwell

https://a.co/elhRbhk

Sık kullandığınız bir atasözü var mı? Yoksa size göre herhangi bir durumu en iyi anlatan atasözü hangisi? 

“Bir elin nesi var iki elin sesi var”. Her adımda ben değil, biz diye düşünme eğiliminde olmak benim için önemli olduğu gibi takımın gücüne, birlikteliğe, ekip olmaya çok inanıyorum.

SALES NETWORK Topluluğu için neler söyleyebilirsiniz? Bugünü nasıl görüyorsunuz, gelecek için neler öneriyorsunuz? 

Ekosistemi beslemesi, ilham vermesi ve merak edenler için kapılar açması bakımından SALES NETWORK Topluluğunu çok faydalı buluyorum. Bugün öğrendiğimiz tüm doğru ve yanlışları birbirimizle paylaşarak ve birbirimize ilham vererek geleceğe hazırlanabiliriz diye düşünüyorum. 

Teşekkür ederiz.

Diğer Röportajlar

Röportaj

12.09.2024

Ali Sadak: Neden kaçıyorsun, sen satışçısın, bunun için doğmuşsun

Kariyerimin ilk yıllarında ciddi zorlandığım ve yöneticimle de anlaşamadığım bir dönemde, bir firma ile lojistik pozisyonu için görüşmüştüm. Sanırım kaçmak istiyordum. 2-3 mülakat geçtikten sonra firmanın İK Direktörü ile görüştüm. Tecrübesiyle durumu fark etti ve “Neden kaçıyorsun, sen satışçısın, bence bunun için doğmuşsun. Şimdi git ve işine 4 elle sarıl, bir yönetici için iş bırakılmaz” dedi.

Röportaj

12.09.2024

Işık Tazeler: Doğru bağlantılar, kariyerinizde büyük fark yaratabilir

Meraklı olun, yeni şeyler deneyin ve başarısızlıktan korkmayın. Network oluşturmaya önem verin, çünkü doğru bağlantılar kariyerinizde büyük fark yaratabilir. Ayrıca, tutkulu olduğunuz alanlarda çalışmayı hedefleyin. Değerlerinize ve çalışacağınız kurumun değerlerine mutlaka bakın. Her zaman dürüst ve etik olun.

Röportaj

12.09.2024

Yiğit Özalpay: Seyahat etmeyi, yeni kültürler keşfetmeyi ve sürekli kendimi geliştirmeyi çok önemsiyorum

Hayatımın bir parçası olarak seyahat etmeyi ve yeni kültürler keşfetmeyi, sürekli kendimi geliştirmeyi çok önemsiyorum. Ayrıca sevdiklerimle bir arada olmak ve onların hayatlarına dokunabilmek benim için son derece kıymetli.

Topluluğumuza Katılın!

Daha iyi bir dünyayı birlikte tasarlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

People Icon

Saygın ve Güçlü
Üyeler

Content Icon

İlham Veren
İçerikler

Communication Icon

Çok Yönlü
Etkileşim

Hemen Katıl