İngiltere ve İtalya tarafından ortaklaşa hazırlanan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı, diğer adıyla COP26 bu sene 31 Ekim- 13 Kasım 2021 tarihleri arasında Glasgow şehrinde gerçekleştirilmiştir. Tüm ülke temsilcilerinin çağırıldığı konferansta iklim değişikliğinin önüne geçilmesi amacıyla alınması gereken tedbirlerin görüşüldüğü belirtilmiştir.
Ayrıca COP26, Paris İklim Anlaşması’nın imzalanmasından sonra iklim değişikliğine yönelik global çapta ülkelerin yardımlaşması ve harekete geçmesi amacıyla yapılan oldukça önemli bir somut adım olarak değerlendirilmektedir. Bilindiği üzere 2015 yılında, Paris İklim Anlaşması ile küresel ısınmanın 2 derecenin altında tutulması, sınır hedefin 1,5 derece olması için imzacı ülkeler tarafından gerekli tüm tedbirlerin alınmasına ve bu amaçla gerekli harcamaların yapılması yönünde anlaşma sağlanmıştı. Aynı anlaşmada ülkelerin her beş yılda bir küresel ısınma karşısında hareket planı oluşturması öngörülmekteydi. Dolayısıyla, aynı hedef doğrultusunda COP26’da yapılan görüşmelerin ve alınacak tedbirlerin de ayrı bir önemi bulunmaktadır.
- Karbondioksit yayılımının azaltılması için taahhütte bulunulmuştur.
Ülkeler gelecek yıl bir araya gelerek karbondioksit emisyonunda gelecek süreç için daha fazla kesinti yapma taahhüdünde bulunmuştur. Bu taahhüt, yukarıda bahsedilen küresel ısınma eşiğinin 1,5 derecede tutulması için hayati önem arz etmektedir. Ayrıca, sene başında Hollanda mahkemesi tarafından benzin devi Shell hakkında verilen karar da bu bakımdan oldukça önemlidir. Zira, Hollanda’da görülen dava sonucunda, Shell’in 2030 yılına kadar karbon salınımını 2019 yılındaki verilere kıyasla %45 oranında azaltmasına mahkeme tarafından karar verilmiştir. İklim krizinin yıkıcı etkilerinin yargı makamında karara konu olması da bu durumun ciddiyetinin başka bir göstergesidir.
- Kömür kullanımının azaltılmasına yönelik taahhütte bulunulmuştur.
Bilindiği üzere kömür kullanımı ile açığa çıkan gazlar karbondioksit yayılımının yaklaşık %40’ını oluşturmaktadır. COP26 ile uluslararası çapta kömür kullanımının azaltılacağı yönünde taahhütte bulunulması oldukça önemli bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Zira, söz konusu taahhüt ile uluslararası düzeyde ilk defa bu yönde bir karar verilmiştir. Görüşmeler sırasında kömür kullanımının tamamen bırakılması teklif edilmiş olsa dahi, gelişmekte olan ülkeler tarafından getirilen itirazlar ile kömür kullanımının azaltılması şeklinde taahhütte bulunulmuştur. Bununla birlikte, gelişmekte olan ülkelerin kömür kullanımını azaltması sürecinde maddi yardımda bulunulması hususunda anlaşma sağlanmıştır.
Kömür kullanımının bırakılmasına ilişkin olarak Avrupa’da hızlı bir şekilde somut adımlar atılmaya başlandığı görülmektedir. Yakın tarihte Portekiz’de bulunan son kömürlü termik santralin kapatılmasıyla birlikte Avrupa’da Belçika, Avusturya ve İsveç’ten sonra Portekiz kömür kullanımını bırakan dördüncü ülke olarak gösterilmektedir. COP26 ve Paris İklim Anlaşması ile uyumluluk sürecinde ülkelerin aksiyon planlarını yürürlüğe koyması oldukça önemlidir. Zira ülkelerin verdiği taahhütlere uygun hareket ettiklerini denetleyecek bir mekanizma bulunmamakta olup, şimdilik gönüllülük esasıyla adım atılmaktadır.
- Amerika ile Çin iklim krizine karşı birlikte hareket etme taahhüdünde bulunmuştur.
Küresel ölçekte en çok karbondioksit salınımı yapan ülkeler araştırıldığında Çin’in birinci sırada geldiği, Amerika’nın ise Çin’i takip ettiği görülmektedir. Üstelik, yıl bazında Çin’de gerçekleşen karbondioksit salınımının Amerika’daki salınımın iki katından fazla olması nedeniyle Çin’in bu hususta adım atması uzun süredir beklenmekteydi. Dolayısıyla, Çin’in iklim krizine ilişkin açıklamada bulunması kamuoyu tarafından beklenmekte olup, COP26 ile buna yönelik Amerika’yla iş birliğinde bulunulmasına yönelik taahhüt verilmesi tarihsel açıdan ayrı bir önem arz etmektedir. Ancak, iklim değişikliği konusunda verilen diğer taahhütler gibi, söz konusu taahhüdü gerçekleştirmek amacıyla ülkeler tarafından yürürlüğe koyulması planlanan mekanizmalar hakkında herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır.
Yakın gelecekte etkilerini daha da yıkıcı bir şekilde görmeye başlayacağımız iklim krizine ilişkin önlem alma ve somut adımların atılması için ülkelerin ortaklaşa hareket etme çabalarının oldukça değerli olduğu kanaatindeyiz. Bu alanda verilen taahhütlerin denetiminin sağlandığı, uygun mekanizmaların işletildiği ve gerekli durumlarda belirli yaptırımların uygulanmasını öngören uluslararası ve/veya ulusal bir düzenleme henüz mevcut olmadığından buna yönelik gelişmeleri merakla takip etmekteyiz.
Av. N. Korhan Şengün & Av. Özge Okay