28.10.2022

ESG Kapsamında Güncel Gelişmeler

Günümüzde, küresel etkileri çarpıcı bir şekilde gözlemlenen iklim krizi karşısında kurum ve kuruluşların geleneksel yönetim şekillerini dönüştürmeleri zorunlu hale gelmiştir. Zira, artan çevre bilinci ile bireyler de çevreye duyarlı, sürdürülebilir ve yeşil dönüşümü destekleyen mal ve hizmetleri tercih eder duruma gelmiştir. Bununla birlikte, yatırım çerçevesinde de şirketlerin çevresel, sosyal ve yönetişime (“ESG”) ilişkin belirlediği kriterler, yatırımcılar açısından tercih edilme oranını etkilemektedir. Bilindiği üzere, finans ve banka kuruluşları yayınladıkları ESG beyanları ile kamuoyunu bilgilendirmekte ve yeşil dönüşüm kapsamında attıkları adımları paylaşmaktadır. Kamuoyu ile paylaşılan bilgilerin doğruluğu azami önem taşımakta olup aksi halde greenwashing (“yeşil aklama”) kapsamında kurum ve kuruluşların sorumluluğu doğma riski bulunmaktadır.  

Uluslararası düzlemde faaliyet gösteren kurum ve kuruluşların ESG kapsamında paylaşacakları bilgilerin çerçevesi üzerine birtakım kriterler getirilmiştir. Dolayısıyla, iklim kriziyle mücadelede devletlerin söz konusu bilgilerin paylaşılmasını zorunlu tuttuğu ve kuruluşların da bu alanda harekete geçmesi gerektiği görülmektedir. 

Ülkemizde Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yayınlanan Sürdürülebilirlik İlkeleri kapsamında halka açık şirketlerin gönüllülük esasına dayalı olarak belirtilen ilkelerle uyumlu hareket etmesi beklenmektedir. Uluslararası düzlemde daha geniş çerçevede düzenlemeler mevcut olup ülkemizde de bu alanda değişikliklerin yapılması öngörülmektedir. ESG kapsamında hazırlanan uluslararası kriterler ve uygulamalardan bazıları aşağıda kısaca özetlenmektedir: 

  • Avrupa Birliği kapsamında hazırlanan ve 23 Şubat 2022 tarihinde paylaşılan Avrupa Komisyonu Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Yönergesi dikkat çekmektedir. Yönergenin yürürlük kazanması halinde kapsam dahilinde yer alan şirketlerin global faaliyetleri çerçevesinde insan hakları ve çevreye verilen zararları tespit etmeleri, önlemeleri ve/veya azaltmaları zorunlu hale gelecektir. Hazırlanan ayrıntılı düzenleme yalnızca birlik içerisindeki şirketler üzerinde değil, aynı zamanda birlik içerisinde önemli ölçüde gelir elde eden Avrupa Birliği üyesi olmayan ülkelerde faaliyet gösteren şirketler hakkında da uygulanacaktır. Ayrıca, yönergeye tabi tutulacak şirketlerin Paris Anlaşması ile uyumlu hedefleri gösteren kurumsal iklim planlarını da paylaşması gerekecektir. 
  • Amerika Birleşik Devletleri’nde faaliyet gösteren Amerika Birleşik Devletleri Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (“SEC”) tarafından Mart 2022 tarihinde yapılan öneriyle şirketlerin iklimle ilgili geniş kapsamlı bildirimde bulunması teklif edilmiştir. Komisyona periyodik rapor sunan şirketlerin, iklimle bağlantılı açıklamaları ciddi ölçüde genişletmesi ve belirginleştirmesi gerekecektir. Ayrıca, zorunlu olarak paylaşılması önerilen diğer bilgilerle birlikte; şirketlerin sera gazı emisyonlarını ölçmesi ve söz konusu bilgiyi kapsam 1 ve kapsam 2 çerçevesinde paylaşması, şirket tarafından benimsenen iklim geçiş planının ve iklim hedeflerinin paylaşılması, şirket yönetim kurulunun iklim kriziyle bağlantılı riskleri nasıl denetlediğine ilişkin bilgilerin paylaşılması beklenecektir. 
  • Sürdürülebilir finans ürünleri kapsamında yeşil tahviller, yeşil krediler ve sürdürülebilirlikle bağlantılı kredilerin sayısı hızlı bir şekilde arttığı görülmektedir. Bu çerçevede, Avrupa Birliği tarafından hazırlanan yeşil tahvil standartlarının yürürlük kazanması beklenmektedir. Uygulamanın yürürlüğe girmesi ile birlikte birlik içerisinde işlem görecek tüm tahvillerin şeffaflık kriterine uygun bir şekilde sürdürülebilirlik hedefini içermesi beklenecektir.   
  • Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan tüketici haklarının korunmasına ilişkin kurallara, yeşil aklama karşısında tüketicilerin korunması kapsamında ek düzenlemeler getirilmesi önerilmiştir. Bu çerçevede, tacirler tarafından çevresel ve sosyal etkilere ilişkin yanlış bilgilendirme yapılmasının önüne geçilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca öneriyle, yeşil aklama pratiklerini içeren uygulamaların kullanılması da geniş kapsamda yasak dahiline alınması beklenmektedir. 

Kurum ve kuruluşların ESG kapsamında çevreye duyarlı uygulamaları sayesinde ileriye dönük olarak hem iklim kriziyle mücadeleye hem de şirket karlılıklarına katkı sağladıkları görülmektedir. Bağlantılı olarak yatırımcıların ve tüketicilerin de değişen alışkanlıkları sayesinde çevresel, sosyal ve yönetişime ilişkin kriterlere ayrıca önem verdiği ve bu açıdan kuruluşların da söz konusu beyanlar kapsamında sorumluluğu doğduğu görülmektedir. Zira, Amerika Birleşik Devletleri’nde SEC tarafından Vale şirketine karşı açılan davada, şirketin sürdürülebilirlik raporlamalarında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu öne sürülmüştü. Dava konusu, 2019 yılında gerçekleşen ve yüzlerce kişinin ölümüyle sonuçlanan baraj çöküşüne ilişkin olup maden şirketinin barajın çökmesine neden olan kötü koşulların farkında olmasına rağmen ESG raporlarında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu iddia edilmişti. Neticede, şirket ihtiyati tedbir ve para cezası gibi yaptırımlarla karşılaşmış olup şirketin söz konusu olaydan sonra 4 milyar dolardan yüksek seviyede market değeri kaybettiği görülmüştür. Dolayısıyla, kurum ve kuruluşların gerçeğe aykırı beyanlarının kendi aleyhlerine çarpıcı sonuçlar yaratma riski de göz önünde bulundurulduğunda, bu hususa azami önem gösterilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.   

                                                                                       Av. N. Korhan Şengün & Av. Özge Okay 

Paylaşma Seçenekleri

Diğer Makaleler

Topluluğumuza Katılın!

Daha iyi bir dünyayı birlikte tasarlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

People Icon

Saygın ve Güçlü
Üyeler

Content Icon

İlham Veren
İçerikler

Communication Icon

Çok Yönlü
Etkileşim

Hemen Katıl