İlham Verenler sohbetlerine devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz AkzoNobel & Marshall Boya Satış Direktörü Özgür Orçunus.
İsterseniz önce bir teşekkür ile başlayalım. Hayatınızda birine teşekkür edecek olsanız bu kim olurdu ve neden?
Hayatımda teşekkürü borç bildiğim çok fazla insan olmuştur, ama önceliklendirmek gerekirse en büyük teşekkürü anneme ve babama etmek isterim. Beni ahlaki değerlere önem veren, iyi eğitimli, farklı dünya görüşlerini ve kimliklerini öğrenmeye meraklı, modern ve demokrat bir birey olarak yetiştirdikleri için hem anneme hem de babama sonsuz teşekkürler.
Sizi tanıyabilir miyiz, yaşamınızdaki kilometre taşlarından bahseder misiniz?
68 kuşağı bir ailenin ilk çocuğu olarak 1974 yılında Ankara’da dünyaya geldim. Doğum yerim Ankara olmasına rağmen iş ve kişisel kısa ziyaretlerim dışında Ankara’da çok yaşamadım. Çocukluğumun büyük bir bölümü İstanbul ve babamın işi nedeniyle Gölcük, Kocaeli’nde geçti. Eğitim hayatım, farklı okullarda farklı tecrübeler ve farklı kilometre taşları ile geçti. En önemli keşif yolculuğum ise Nişantaşı Özel Işık Lisesi’nde okumak için ailemden ayrılmamla başladı. Genç yaşımda başımın çaresine bakarak ilk deneyimlerimi çok daha yoğun bir şekilde yaşadım.
Üniversite sınavına hazırlandığım yıllarda aklımda hep “İşletme” okumak vardı. Sınav sonucunda Marmara Üniversitesi Almanca İşletme Bölümü’nü kazanıp, İngilizce öğrenmenin yanı sıra Almanca öğrenme şansını da yakaladım. ikinci yabancı dil benim için önemli bir mihenk taşı oldu, çünkü bu sayede Alman şirketlerinde çalışma fırsatı yakaladım. Okuldan başarıyla mezun olduktan sonra, yine aynı üniversitede Finans ve Muhasebe alanında yüksek lisansımı tamamladım. Bu esnada Siemens’te profesyonel kariyerim başladı. 1 yıl sonra ise Philips tarafından açılan management trainee programına en yüksek dereceden girerek, tam zamanlı iş hayatına atıldım. Akabinde benim için bir başka kilometre taşı olan yurtdışı kapısı açıldı ve MBA yapmak üzere Amerika – Houston’a gittim. Artık ailemden bir nebze uzak değil, kıtalararası bir mesafede tamamen kendi ayaklarımın üzerinde durarak kişiliğimi ve kariyerimi olgunlaştırmam gerekiyordu. Amerika’da geçirdiğim 2,5 yılda aynı zamanda üniversitede asistan olarak çalışma fırsatı yakaladım ve yüksek onur derecesiyle programdan mezun oldum.
İş hayatımda hep çok güzel tecrübeler elde ettim. Bosch, Sony, Sony Ericsson gibi çok uluslu global şirketlerde Pazarlama ve Satış alanlarında yönetici rolleri üstlendim. Vestel gibi bir elektronik ve beyaz eşya devinde çalıştığım yıllarda pazarlamanın 5 P’sini içeren tüm projelerde yer aldım diyebiliriz. Şu anda ise AkzoNobel bünyesindeki Marshall Boya ve Vernik A.Ş.’de hem Yönetim Kurulu Üyesi, hem de Satış fonksiyonun başı olan İcra Kurulu Üyesi olarak görev alıyorum. İlk işe girdiğim zaman boyanın kokusunu aldığın anda vazgeçemezsin demişlerdi ben de gülümsemiştim. 8 yıl sonra hala ilk günün heyecanıyla çalışmaya devam ediyorum.
En önemli kilometre taşım ise eşimle yıllar sonra tekrar karşılaşmak ve hayatlarımızı paylaşmak oldu. İkimiz de aynı bölümden sınıf arkadaşı iken, hayat yıllar sonra bizi tekrar biraraya getirdi. Tek dileğim, daha güzel kilometre taşlarını beraber karşılamak ve hatırlamak.
Sizce sizi diğer herkesten farklılaştıran özellikleriniz neler?
Farkındalığı yüksek, her geçen gün kendini daha iyi tanıyan biriyim. Çok sosyal bir insanım; hayatı seviyorum ve farklı insanlarla vakit geçirmek hoşuma gidiyor. Girişkenim, değişikliklere ve yeniliklere çok açığım. Ancak beni tarif edebilecek en büyük farklılığım yüksek enerjim olur. Böylece yaptığım herşeyden keyif aldığım gibi karşımdaki kişilere de aynı enerjiyi aktardığımı düşünüyorum.
Günlük yaşamınızda rutinleriniz var mıdır, varsa paylaşır mısınız?
İş hayatımın gereği erken kalkmak gibi bir rutinim var. Genelde 06:30’da gün benim için başlıyor. Haftanın 5 günü kesinlikle spor yapmaya gayret ediyorum. Bir haftada 3 gün tenis, 1 gün yürüme, 1 gün bisiklet rutinimi korumaya çalışıyorum. Hafta sonu rutinim ise eşimle ilelebet sürecek tavla seanslarımız; şu anda 2022 yılının şampiyonluğunun mutluluğunu yaşıyorum. Ofis ve fabrikamızdan 65 kilometre uzakta oturduğumdan dolayı, yolda olduğum saatlerde ekibimle sohbet etmek ve podcast dinlemek de günlük rutinlerim haline geldi.
Bilinmeyen bir yönünüz var mı?
Futbol dışında sporu çok seviyor ve ilgileniyorum. Amerika’da yaşadığım yıllarda NBA basketboluna olan ilgim nedeniyle, Türk içerikli bir haber sitesinin Houston Rockets muhabiriydim. Sezonun bütün maçlarını seyreder, yerel kaynakları inceler ve sitede yayınlanmak üzere yazılar yazardım. Ayrıca yemek kültürü ve şarap ile çok ilgiliyim. Dünyanın bütün mutfaklarını deneyimlemekten keyif alıyorum; şarapla ilgili ise WSET 2. Seviye yeterliliğim bulunuyor.
Ekibinize alacağınız kişilerde nelere dikkat edersiniz?
Bugüne kadar ekibimde beraber çalıştığım kişilerde aradığım birinci özellik dürüstlük, ikincisi ise etik ve ahlaklı olmaları oldu. Bu nedenle görüşmelerimde buzdağının altında gizli kalan bu özelliklerini anlamaya çalışacağım sorular soruyorum. Kaçamak veya standart cevaplar aldığımda ikna olamıyorum. Üçüncü dikkat ettiğim husus ise kişisel iç motivasyonları, hayalleri, bir sonraki hedefleri oluyor. Kurumsal adaptasyon açısından iş görüşmelerinde adayın şirket kültürüyle ne kadar uyuşabileceğini anlamaya çalışıyorum.
Ekibinizi motive etmek için hangi araçlardan yararlanırsınız?
Ekibimin çok büyük bir kısmıyla aynı ortamda çalışmıyoruz; onların zamanları Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerimizle sahada geçiyor. Ayrı olduğumuz için, onlarla sık sık toplantı yapıyorum. Sahayı, pazarı, ekibi onlardan dinleyip nasıl yardımcı olabileceğimi planlıyorum. Bu toplantıları da hiçbir zaman standart bir buluşma gibi değil, telefonda öğlen sohbeti şeklinde yapıyorum. Ziyaretlerimde sadece direkt yöneticilerle değil, onların da ekipleriyle biraraya geliyor ve zaman geçiriyorum. Böylece sadece onları motive etmekle kalmıyor, kendimi de motive ediyorum. Çünkü gerçekten sahadan ve müşterilerden öğrendiğiniz çok değerli bilgiler oluyor.
Ekibimle çeyrek bazında yaptığımız genel toplantıların yanı sıra, şirket dışı strateji toplantıları koordine ediyoruz. Genelde bu toplantıların doğada, keyifli, tüm stresten uzak bir ortamda yapılmasını sağlıyorum.
Kesinlikle her başarıyı kutluyor ve emeği geçenleri tebrik ediyorum. Ulaştığımız hedeflerde her bireyin çok değerli katkıları olduğunu düşündüğümden takdir/teşekkür konularına ekstra özen gösteriyorum.
Sizce satış dahil hayatın her alanında kadın-erkek dengesinin sağlanması neleri değiştirebilir?
Saha satış ekibimiz tamamen erkek çalışanlardan oluşurken, ticari ve satış operasyon ekibimizin büyük çoğunluğu kadın çalışanlardan oluşuyor. Ayrıca, İcra Kurulumuz’un yarısı kadın yöneticilerden oluşuyor. Bu nedenle, her gün erkeklerden daha fazla kadın iş arkadaşlarımla vakit geçiriyorum. Kadınların saha ve ofis arasındaki pozitif iletişiminde erkeklere göre daha başarılı olduklarını düşünüyorum. Aynı zamanda kapsamlı bakış açılarının iş sonuçlarına daha fazla katkı sağladığını görüyorum.
Diğer yandan, benim için kadın-erkek çalışan dengesinin sağlanmasından ziyade kurum içinde çeşitliliğin, fırsat eşitliğinin ve kapsayıcılığın özde bir yaşam şekli haline gelmesi çok daha önem arz ediyor. Tüm çalışanlarımızın cinsiyet, din, dil, ırk farketmeksizin eşit haklara ve fırsatlara sahip bir şekilde çalışması şirketimizin vizyonunda da yer alıyor.
Öğrencilere kariyer yolculuklarında neler tavsiye edersiniz?
Bir zamanlar büyüklerimiz bizlerle ilgili “Ne olacak bu gençlerin hali?” diye dövünürlerdi. Ben bu yaklaşımdan oldum olası hoşlanmadım. Yeni nesle baktığımda onları çok daha pragmatik, hızlı ve eşitlik yanlısı olarak görüyorum. Ama her şeye kolayca ulaşmak ve hedeflediklerini hızla elde etmek istiyorlar. Başarı hikayelerinden ilham alıyorlar ancak bu hikayelerin ne zorluklardan ve ne tecrübelerden sonra elde edildiğini pek anlamıyorlar. Bu nedenle, mümkün olduğunca dinlemelerini, okumalarını, araştırmalarını ve deneyim kazanmalarını tavsiye ediyorum. Kendime vakti zamanında verdiğim bir sözü onlarla da paylaşayım: ‘’Ne yaparsan yap iyi yap, ama bir şeyi farklı yap.’’
Pandemi öncesi ve sonrasını ele alırsak bu sürecin sonunda hayatınızda, bakış açınızda neler değişti?
Benim açımdan çok fazla değişen bir konu olmadı. Belki de ailemdeki herkesin bu pandemi dönemini sağlığını koruyarak geçirmiş olması da bu dönemi daha az kaygıyla geçirmeme imkan tanıdı. Bence en önemli değişim iş ve sosyal hayat dengelerimizin farkındalığının oluşmasında gerçekleşti. Herşeyin başı sağlık ve çalışanlarımızın sağlığı da bizim için birinci öncelik. Pandemiyle beraber tüm çalışanlarımızın sağlığını korumak amacıyla çok sıkı politikalar uyguladık, Covid sertifikalı üretim merkezi belgesini aldık. Pandemiden beri “evden çalışma” sistemini destekleyerek hibrid bir ofis-ev çalışması dengesini oluşturduk. Online konferans programları sayesinde daha hızlı bir şekilde sıklıkla biraraya gelebiliyoruz. Kişisek olarak ise sağlıma çok daha fazla dikkat etmeye başladım. Pandemi dönemi ve sonrasında spora çok daha fazla zaman ayırdığımı söyleyebilirim.
Sevdiğiniz bir kitaptan beğendiğiniz bir paragrafı bizimle paylaşabilir misiniz?
Hızla akıp giden yaşamın yarattığı kakofonide bazen doğanın, sadeliğin çok şeyi kaçırıyoruz. Saramago, Körlük kitabında bunu çok iyi anlatmış: “Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük. Gören körler mi, gördüğü halde görmeyen körler.”
Sık kullandığınız bir atasözü var mı? Yoksa size göre herhangi bir durumu en iyi anlatan atasözü hangisi?
“Su akar yolunu bulur” çok sık kullandığım bir atasözüdür. Özellikle satış alanında çok daha fazla kullanıyorum. Doğanın ve zamanın akışını değiştirme şansımız yok ancak şekillendirme imkanı her zaman bizim elimizde. Su daima akacak ve bir yol bulup ilerleyecek. Bu yolun patikasını hayatımızda inşa edip, suyun doğru debi ve yönde akmasına imkân vermeyi başarırsak mutlu bir yaşam süreceğimizden eminim.
Sales Network Topluluğu’nu başkalarına nasıl anlatırsınız?
Sales Network, satış ile ilgili profesyonellerin birbirleriyle paylaşım içinde olabileceği, fikirler üretebileceği, katkı sağlayabileceği ve ilişkiler kurabileceği bir platform. Kendi adıma gerçekten ihtiyacımız olan bu platformun yaratılmasından dolayı çok müteşekkirim. AkzoNobel şirketler grubunu bu platformda temsil etmekten dolayı kıvanç duyuyorum. Henüz daha yeni katılıyor olmama rağmen Leaders Club, Summit, Contact Day etkinliklerinden çok keyif aldım. Ayrıca, platformun toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilirlik, gençlerin gelişimi gibi çok değerli konu ve kavramlara dokunup tüm ekosistemde farkındalık yaratmasını da oldukça başarılı buluyorum.