İlham Verenler sohbetlerine devam ediyoruz. Bu haftaki konuğumuz RanaKaplan Akademi Kurucusu Rana Kaplan.
İsterseniz önce bir teşekkür ile başlayalım. Hayatınızda birine teşekkür edecek olsanız bu kim olurdu ve neden?
Burada olmak çok güzel bir duygu. Öncelikle oluşturduğunuz topluluk ve bu röportaj için sizlere teşekkür ederim.
15 yıldır tutkulu ve odaklı bir halde yolcusu olduğum koçluk alanının defaten deneyimlettiği üzere “Yaşam içerisinde teşekkür edilemeyecek an yoktur” inancımı sanırım kişiler için de söyleyebilirim. Mesele sağlanan katkıyı görebilmektir. Söz konusu kişiler olduğunda “Ben ne istiyorum / Ne veriyorum?” sorusundan ziyade “Ben ne alıyorum?” sorusu teşekkürlerimizi çoğaltır. Her katkı değerlidir. Küçük dediğimiz güzellikler de yaşamın bütünselliğine baktığımızda genelde küçük olarak sıfatlanmaz.
Bunun yanı sıra hayat içerisindeki negatif karşılaşmalar için de sağladığı öğrenime, kattığı güce, en önemlisi beni yolumdan alıkoymadığı için kendime de teşekkür ederim.
Sizi tanıyabilir miyiz, yaşamınızdaki kilometre taşlarından bahseder misiniz?
Öyle çok ki… Koçluk ve eğitmenlik kariyerimin 14. yılında kaleme aldığım Koçluk KitabıN adlı kitabımda birkaç sayfa boyunca anlattım. Ayrıca özet özgeçmişim için buraya link de bırakabilirim.
https://www.ranakaplan.com/hakkimizda-45-hakkimizda-rana-kaplan-kimdir
Sizce sizi diğer herkesten farklılaştıran özellikleriniz neler?
Kendimi bildim bileli kısa zamanda net ve iyi sonuçlar getiren karar alma becerim var. Bunun nasıl böyle olabildiğini koçlukla tanıştıktan sonra anladım. Bu, insanların en çok emek harcadığı, hatta süreçte ya da sonuçta vakit kaybettiği bir alan. Karar mekanizmaları, içinde o kadar çok sınırlayıcı inancı barındırıyor ki…
Bu kapsamda, “hayır” yanıtım da “evet” yanıtım da oldukça net oluyor. Biri vakit ve enerji kazandıran, diğeri ise sonuç almayı mümkün kılan durumlar. Temel olarak bunu söyleyebilirim. Bununla birlikte nörobiyolojik bulgulara baktığımızda hepimiz birbirimizden her konuda farklıyız. Farklı yönlerimizden ziyade bireysel güçlü yönlerimizin farkında olmak daha işlevsel.
Günlük yaşamınızda rutinleriniz var mıdır, varsa paylaşır mısınız?
Sabahları evdeki herkesten erken kalkıp, kedimize, köpeğimize, bahçe işlerine, yürüyüşe ya da bisiklete ve duaya (koşuşturmacalar başlamadan) vakit ayırmak. Bu zihinsel üretkenliğimi ve ruhsal dinginliğimi besliyor.
Satış dünyasında olmak sizin için bilinçli bir tercih miydi?
21.yy. yetkinlikleri arasında satış becerileri ilk sıralarda. Durum böyle olsa da ben, satış kavramını da satış becerileri kavramını da yeniden çerçeveleme ihtiyacının hala had safhada olduğunu gözlemliyorum ve çalışmalarımızda da bizzat şahit oluyorum.
Benimkisi, sadece sevdiğim işi yapma hayaliyle Kocaeli’nde bir göz ofiste başlayıp; hizmetlerimizi 6 bölgeye ulaştırıp; Trabzon’da Karadeniz Bölge Müdürlüğü’müzü açıp, yıllar içinde Almanya Wiesbaden’de ikinci şirketimizi kurup; bu vesileyle Hollanda ve Belçika’ya da ulaşıp; son olarak da Avrupa Birliği Brüksel Parlamentosu’nda liderlik eğitimi vermeye giden bir yolculuk. “Bu grafik birçok imkansızlıklar içinde satış becerimin yüksek olmasından mı destek buldu?” derseniz, yanıtım “hayır, koçluk becerilerinden destek buldu” olur. Çünkü satış da satıştaki başarının sürekliliği de koçluk becerilerinin hemen ardından ve kendiliğinden gelmekte.
Ekibinize alacağınız kişilerde nelere dikkat edersiniz?
Değerler ve yetenekler kavramlarını iki ayrı skala olarak ele aldığımızda ilkinin öneminin fark yaratan bir seviyede olduğunu düşünüyorum. Etik değerler, insani değerler ve bireye özel değerler şirketimizin değerleri ile uyumlu ise yetenek ve donanım değerlendirmesine geçeriz. Çok yetkin birine değer kazandıramayız ancak yüksek pozitif değerlere sahip birine donanım kazandırabiliriz.
Ekibinizi motive etmek için hangi araçlardan yararlanırsınız?
Şirketlerimizde dairesel hiyerarşi var. “Çeviklik Koçluğu” organizasyonumuzun her noktasında uygulanmakta. Bu da herkesin elini taşın altına soktuğu anlamına geliyor. “Kurum içi girişimcilik” yöneticilerimiz tarafından sürekli desteklenmekte. Tabi tüm bunların uygulanabilir olması sağlam bir lider zihin modeli gerektiriyor. Tüm yöneticilerimizin profesyonel koç olması bu anlamda işimizi kolaylaştırıyor.
Ekip arkadaşlarımızda şu bakış açısının özümsenmesi bizim için çok önemli: “Burada var olan bir şirket var. Her birimiz her detayda ona ne kadar iyi hizmet edersek o da bize o kadar iyi hizmet eder.”
Kuşak farklılıklarını nasıl yönetiyorsunuz?
Bu konuda kurumlara eğitimler veren bir şirket olarak kısa yanıt vermem kolay değil. Ancak şunu söylemek isterim ki “Tersine Mentorlük” uygulaması bu konuda çok faydalı, çok keyifli çok da tatminkâr bir araç.
Öğrencilere kariyer yolculuklarında neler tavsiye edersiniz?
Gelmiş geçmiş tüm zamanların en mühim becerisi “iletişim” kabiliyeti. Hangi meslek veya göreve mensup olurlarsa olsunlar, donanımları, eğitimleri, zekâları ne olursa olsun yaşamın her alanında başarı, bu kabiliyetle mümkün olabiliyor. Günümüzde bu kabiliyeti liderlik becerilerinin temeli olarak belirtiyoruz. İletişim ve liderlik becerileri önce kendinle ardından yakın çevren ve Dünya’nın geri kalanıyla! Bu konuda kendilerini geliştirmeleri olmazsa olmazları olmalı.
İkinci olarak edinilen ve kullanılabilen tüm bilgi ve becerilerin de ki buna iletişim becerisi de dahil, olmazsa olmazı “samimiyet”. Kendileri olmaktan ve “gerçek” olmaktan hiçbir şey için vazgeçmesinler. Bu, her zaman kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede kalıcı başarıyı mutlaka getirecektir; içsel faydaları ise saymakla bitmez…
Sevdiğiniz bir kitaptan beğendiğiniz bir paragrafı bizimle paylaşabilir misiniz?
Pozitif ayrımcılık yapıp kendi kitabımdan paylaşabilirim değil mi?
“Yaşamda hiçbir durum, sonuç, kavrayış ve kavram yüzde yüz olumlu ya da yüzde yüz olumsuz olamaz. Liderlik, otomatik pilotta gerçekleşen bilinçsiz tercih işleyişinden, bilinçli tercih farkındalığına her adımda biraz daha geçebilmektir. Bilinçli tercih yapmak tam olarak, terazinin seçtiğim kefesini, diğer kefenin de farkında olarak seçmem demektir.
Bu öğrenilebilir bir beceridir ve seçimlerimizden memnun bir yaşam sürebilmemize vesile olur.”
Koçluk KitabıN
SALES NETWORK Topluluğu için neler söyleyebilirsiniz? Bugünü nasıl görüyorsunuz, gelecek için neler öneriyorsunuz?
SALES NETWORK’ de henüz çok yeni olmama rağmen şu ana kadarki tanışma stratejileri bile başlı başına fayda odağının, içtenliğin ve hassasiyetin göstergesiydi benim için. Topluluğun sektörel bir boşluğu dolduruyor olması da ayrıca çok önemli.
Her zaman dahil olduğum organizasyonlar için öncelikli duygum “katkı sağlamak” olmuştur. Bu anlamda, talep etmeniz durumunda, zaman içinde açık iletişimle fikirlerimi seve seve paylaşıyor olacağım.