30.03.2022

Singapur Konvansiyonu

Hayatımızın her alanında kendisini baskın bir şekilde gösteren küreselleşmenin, ticari hayata etkisinin ve ticaretin globalleşmesine katkısının da göz ardı edilemeyeceği bir çağdayız. Ticari ilişkilerin taraflarının iki farklı ülke menşeili olduğu sayısız örnekle karşılaşıyoruz. Öyle ki, ülke mevzuatlarının da ticari hayata yönelik düzenlemelerinde ulusal kimlik etkenine gittikçe daha az yer verdiğini de gözlemlemekteyiz. 

Globalleşen ticari hayatla birlikte, ticari uyuşmazlıkların taraflarının da farklı menşeili olmasıyla daha sık karşılaşılmaktadır. Bununla birlikte, ticari uyuşmazlıkların çözümünde hangi ülke hukukun uygulanacağı hususunun geçmişten bugüne her zaman dikkat çeken bir konu olduğuna da dikkat çekmek gerekmektedir. Ülke mevzuatlarındaki düzenlemeler ve tarafların sözleşmelerinde mutabık kaldıkları sözleşme hükümleri çerçevesinde, hangi ülke hukukun hangi durumlarda uygulanacağı ve kararı vermede yetkili mercii belirlenebilmektedir. Ancak bu noktada karşılaşılabilen bir başka husus, yetkili kılınan mercii kararının, ülkeler nezdinde uygulanabilirliği ve icra edilebilirliğidir. Alınan yargı kararlarının ülkeler nezdinde uygulanması çeşitli tanıma-tenfiz düzenlemelerine konu edilerek çözüm bulunmuş olsa da sürecin çoklu aşamalardan meydana gelmesi, yabancı yatırımcılar için cazip olmayan bir ortam yaratmaktadır. 

Yukarıdaki girizgahtan sonra, asıl değinmek istediğimiz husus, günümüzde hayatın her alanında olduğu gibi, ticari hayatın da büyük bir hız kazanması ve yargı mekanizmalarının bu hıza karşı yavaş kaldığından şikâyet edilmesine yöneliktir. Peki alternatif nedir? Zaman zaman tahkim mekanizmaları, yargı mekanizmalarına alternatif olarak sunulsa da tahkim mekanizmalarının da bir yargılama ve değerlendirme süreci gerektirdiğinin altını çizmek gerekmektedir. Tahkim mekanizmasının da somut duruma göre değerlendirilmesi gereken birçok avantajı bulunmasına rağmen, yargılama sürecine bir alternatif olarak sunulması, hukuki kavramlar bakımından uygun değildir. Bu nedenle, gündeme getirilmesi gereken asıl alternatif, arabuluculuk mekanizmasıdır. Bu mekanizmada, tarafların haklılık-haksızlık oranı herhangi bir yargılamaya konu edilmemekte, tarafların uzlaşmak ve ticari hayatını sekteye uğratmamak amacıyla mutabık kalacakları bir ortak nokta tespit edilmeye çalışılmaktadır. 

Arabuluculuk mekanizmasında yer alan tarafların aynı menşeili olması halinde, mutabık kalınan şartların uygulanabilirliği ve icra edilebilirliği, ülke mevzuatı düzenlemelerine konu edilmiştir. Ancak, arabuluculuk mekanizmasıyla mutabık kalan tarafların farklı ülke menşeili olması ve taraflardan birinin, arabuluculuk vasıtasıyla mutabık kalınan şartlara aykırı davranması halinde, mutabakatın diğer tarafa ne şekilde uygulanabileceği ve icra edilebilirliğinin hangi kapsamda ileri sürülebileceği önemli bir soru olarak karşımıza çıkmaktadır. 

İşte bu noktada bir çözüm olarak ortaya konan Singapur Konvansiyonu ile, arabuluculuk sonucunda yapılan sulh anlaşmalarının uluslararası anlamda icrası mümkün hale getirilmiştir. Bu Konvansiyonun ülkemizde yürürlüğe girme tarihi ise 11 Nisan 2022’dir.  Böylece, globalleşen ticari hayatta karşılaşılan herhangi bir uyuşmazlığın taraflarının farklı menşeili olması halinde dahi, yargılama mekanizmalarına daha hızlı bir alternatif olarak değerlendirilebilecek arabuluculuk mekanizmasının, icra edilebilirliği mümkün hale getirilmiş ve ülkemizde, yabancı yatırımcıların daha büyük bir güven içinde faaliyet göstermesine katkı sağlanmıştır. 

Av. Nedim Korhan Şengün – Av. Gazali Soysal

Diğer Makaleler

Topluluğumuza Katılın!

Daha iyi bir dünyayı birlikte tasarlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

People Icon

Saygın ve Güçlü
Üyeler

Content Icon

İlham Veren
İçerikler

Communication Icon

Çok Yönlü
Etkileşim

Hemen Katıl