25.10.2021

Ulusal yapay zekâ stratejisi yürürlüğe girdi!

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı iş birliğiyle hazırlanan ve ülkemizin ilk ulusal strateji belgesi olma niteliğini taşıyan “Ulusal Yapay Zekâ Stratejisi 2021-2025” 20.08.2021 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girdi. Yapay zekâ alanının oldukça hızlı bir şekilde geliştiği ve hayatımızın her alanında kendisine kolaylıkla yer açtığı günümüzde, bu şekilde çalışmaların yapılması bir hayli heyecan verici.

Strateji için veri toplama ve vizyon oluşturma aşamalarında, yoğun bir çalışma yapılarak hem ulusal hem de uluslararası kuruluşların yapay zekâ konusunda önerilerinin dikkate alındığı anlaşılmaktadır. Benzer şekilde, yapay zekâ ekosisteminde küresel ölçekte değer üretme hedefi konulmasıyla stratejinin yüksek seviyede belirlediği vizyonu net bir şekilde görülmektedir. Bu kapsamda yapay zekâ, veri yönetimi gibi konularda uluslararası düzeyde yürütülen çalışmalara ülkemizin aktif katılımının sağlanması konusuna sıklıkla atıf yapılması da dikkat çekmektedir. İlk olarak uygulanması hedeflenen stratejik öncelikler aşağıdaki gibi belirtilmiştir;

1.       Yapay zekâ uzmanları yetiştirmek ve alanda istihdamı artırmak,

2.       Araştırma, girişimcilik ve yenilikçiliği desteklemek,

3.       Kaliteli veriye ve teknik altyapıya erişim imkanlarını genişletmek,

4.       Sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeleri yapmak,

5.       Uluslararası düzeyde iş birliklerini güçlendirmek,

6.       Yapısal ve işgücü dönüşümünü hızlandırmak.

Belirtilen önceliklere erişebilmek adına uygulamaya konulacak yeni sistemlere ihtiyaç duyulacağı tartışmasızdır. Yapay zekâ alanında istihdamın artırılması hedefiyle kamu kurum ve kuruluşlarıyla birlikte özel kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla çalışmalar yapılması amaçlanmaktadır. Günümüzde, birçok üniversitede yapay zekâ mühendisliği bölümlerinin açılmasıyla birlikte bu alanda eğitim almak isteyen öğrencilere fırsat yaratılarak somut adımların atılmaya başlandığını gözlemleyebiliyoruz.

Küresel çapta yetenek ve istihdamı arttırıcı çalışmalara rağmen yapay zekâ alanında uzman açığının büyüdüğü; veri bilimci, büyük veri mimarı ve yazılım robotu mühendisi gibi mesleklere talebin küresel çapta hızlı bir şekilde arttığı belgede vurgulanmıştır. Bu kapsamda mesleki yetkinlik ve ihtiyaçların belirlenmesi, üniversite ve araştırma kurumlarının teşviklerle desteklenmesi, müfredat ve içreğin geliştirilerek disiplinler arası bir vizyonla lisans ve lisansüstü eğitim niteliğinin arttırılması hedeflenmiştir.

Ülkemizde yapay zekâ alanında üretim yapma ve geliştirme amacıyla kurulan kurumsal yapılanmalara yer verilmiştir. Örneğin; Kamuda öncelikli proje alanlarında yapay zekâ uygulamalarına öncülük etmek ve koordinasyonu sağlamak amacıyla 2019 yılında CBDDO bünyesinde “Büyük Veri ve Yapay Zekâ Uygulamaları Dairesi Başkanlığı” kurulduğu ve yine benzer şekilde, kurumsal kapasitenin artırılması amacıyla 2020 yılında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı bünyesinde “Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü” kurulduğu belirtilmiştir.  2020 yılında kurulan TÜBİTAK “Yapay Zekâ Enstitüsü” tarafından katalizör olma hedefiyle yapay zekâ araştırmacı insan kaynağı yetiştirmek üzere çalışmaların yürütüldüğü ifade edilmiştir. Belirtilen kamu kurum ve kuruluşlarının yanında, özel kuruluşlar ve sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklaşa yürütülmesi hedeflenen çalışmaların yapılacağı da tekrarlanmıştır.   

Yapay zeka alnında ABD ve Çin gibi lider ülkelere yetişebilmek adına bu alanda faaliyet gösteren girişimlerin nicelik ve nitelik bakımından arttırılmasının önemi vurgulanarak girişim ağları, teknoloji geliştirme, yenilik ve kuluçka merkezlerinin kurulması ve yapay zeka girişimcilik ekosisteminin gelişebilmesine yönelik girişim sermayesi fonlarının etkinleştirileceğinin altı çizilmiştir. Yapay zeka alanında patent sayılarının artışı işaret edilerek fikri mülkiyet mevzuatının uluslararası normlar çerçevesinde değerlendirileceği ve geliştirilen çözümlerin ticarileştirilmesinin destekleneceği vurgulanmaktadır.  Stratejinin uygulamaya konmasıyla birlikte kamu teşvik mekanizmalarının devreye girerek iş birliği ve projelerin destekleneceği öngörülmektedir. Bu bakımdan özellikle Ar-Ge faaliyetleri içerisinde olan kurumların ve yenilikçi fikirlere sahip girişimcilerin gerek kamu gerekse Avrupa Birliği ilgili çağrılarını takip etmeleri yerinde olacaktır.

Yapay zekâ değerleri ve ilkelerine yer verilmesi ayrıca dikkat çekmektedir. “İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğüne saygı” ilk başlık olarak karşımıza çıkmakta ve ülkemizde geliştirilecek tüm yapay zekâ teknolojilerinde insan hakları, hukukun üstünlüğü değerlerinin her daim öncelikli olarak gözetileceği vurgulanmıştır. Bir diğer önemli düzenleme ise sorumluluk kısmında karşımıza çıkmaktadır. Yapay zekâ sistemlerinin yaşam döngüsünde yer alan kişi/kişiler ve kuruluşlar, söz konusu sistemlerin düzgün işleyişinden ve yapay zekâ ilkelerinin icrasından nihai olarak sorumlu tutulmuştur. Sorumluluğun tespiti açısından ise kişi veya kuruluşların etik sorumlulukları ile karar ve eylemleri arasında nedensellik bağının bulunması gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak yapay zekâ değerlerine uygun şekilde çalışmaların yürütülmesi, hesap verilebilirlik ve risk değerlendirilmesi gibi noktalarda denetim mekanizmalarına ihtiyacın önemi vurgulanmıştır. Ayrıca, stratejide kurulması öngörülen “Yapay zekâ hukuku ve etik çalışma grubu” tarafından yürütülecek çalışmaların yakın takipte izlenmesi de faydalı olacaktır.      

Sosyoekonomik uyumu hızlandıracak düzenlemeleri yapma kapsamında etik ve hukuki senaryoların test edilmesi ve tartışılabilmesi için kapsayıcı bir yasal uyumlanma süreci işletileceği belirtilmiştir. Ancak burada en önemli husus, yapılacak hukuki düzenlemelerin yasaklayıcı ve sınırlayıcı bir alana sıkıştırılmadan yapay zekâ teknolojilerinin gelişimine yer açacak şekilde oluşturulması noktasında karşımıza çıkmaktadır. Kişisel Verileri Koruma Kurumu tarafından yayınlanan “Yapay Zekâ Alanında Kişisel Verilerin Korunmasına Dair Tavsiyeler” metni bu doğrultuda dikkat çeken bir düzenlemedir. Ancak her halükârda, işlem ve eylemlerin denetimi konusunda yürürlüğe koyulması planlanan sistemlerin içeriğinin büyük bir merakla beklendiği söylenebilir.

Ulusal stratejinin uygulanmasıyla 2025 yılında ulaşılması öngörülen hedeflerden birkaçı ise aşağıdaki şekildedir;

·         Yapay zekâ alanının gayrisafi milli hasılaya katkısı %5’e yükseltilecektir.

·         Yapay zekâ alanında istihdam 50.000 kişiye çıkartılacaktır.

·         Merkezî ve yerel yönetim kamu kurum ve kuruluşlarında yapay zekâ alanında istihdam 1.000 kişiye çıkarılacaktır.

·         Uluslararası yapay zekâ endekslerindeki sıralamalarda Türkiye’nin ilk 20 ülke arasında yer alması sağlanacaktır.

Belirtilen ilke ve değerler dışına çıkmadan, yürürlükteki sistem içerisinde yerini alacak yeni düzenleme ve mekanizmaların öneminin çok yüksek olduğu açıktır. Yapay zekâ alanında hem ulusal hem de uluslararası ölçekte katkı koyma hedefiyle hareket edecek olmak, bu alandaki sorumluluğun düzenlenmesi noktasında da azami dikkat gerektirecektir. Bu nedenle, temel insan hak ve özgürlükleri ile hukukun üstünlüğü ilkelerinden taviz vermeyecek şekilde, her türlü kamu ve/veya özel kuruluş tarafından yapay zekâ alanında sunulacak görüş, düzenleme ve diğer belgelerin kamusal alanda objektif tartışmaya açılmasının faydalı olacağı kanaatindeyiz.                                                                                   

                                                                                     Av. Nedim Korhan Şengün & Av. Özge Okay

Diğer Makaleler

Topluluğumuza Katılın!

Daha iyi bir dünyayı birlikte tasarlamak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

People Icon

Saygın ve Güçlü
Üyeler

Content Icon

İlham Veren
İçerikler

Communication Icon

Çok Yönlü
Etkileşim

Hemen Katıl